En kötü kahveler listelendi: Zararsız gibi görünse de bu kahveler riskleriyle sınırların çok üzerinde!

Kahve Bağımlılığına Alternatif Sağlıklı İçecekler

Son yıllarda birçok içeceğin sağlığa zararlı olabileceği konusunda uzmanlar uyarıyor. Günümüzde birçok kişi kahve bağımlılığından kurtulmak istiyor ve alternatif içecek arayışında. Ancak, sağlıklı bir içecek seçmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Fransız Gıda, Çevre ve İş Sağlığı Güvenliği Ajansı (ANSES) verilerine göre, günlük enerji alımının %12’si doymuş yağ asitlerinden, %40-55’i ise şekerlerden oluşmalıdır. Ancak, pek çok popüler içecek bu sınırların çok üzerinde değerlere sahip.

En Zararlı Kahve Bazlı Ürünler Uyarısı

Beslenme uzmanı Kelly Gray, dikkat çekici bir uyarıda bulunarak “Görünüşte masum olan matcha latte veya cappuccino gibi içecekler, aslında düşündüğünüzden çok daha fazla zarar verebilir” diyor. Uzman, bu zararlı içeceklerin listesini paylaşarak tüketicileri bilgilendirmeye çalışıyor.

Pumpkin Spice Latte ve Mocha gibi içecekler yüksek şeker, yağ ve süt içerikleriyle sağlık açısından risk taşıyor. Özellikle Mocha, çikolata içeriğiyle cazip gelse de, aşırı tüketildiğinde vücuda zarar verebiliyor. Diğer popüler içecekler arasında aromalı latte, matcha latte ve chai latte gibi seçenekler de benzer şekilde risk oluşturuyor. Bu içeceklerin içinde bulunan şeker, yağ, karamel ve fındık aromaları kalori miktarını hızla artırıyor ve onları adeta birer kalori bombasına dönüştürüyor.

Kahve Tüketiminin Faydaları

Ancak sağlığını düşünenler için Americano, sade kahve ve espresso gibi doğal ve sade seçenekler tercih edilebilir. Bu içecekler, ek şeker ya da süt içermedikleri için akıllıca bir seçenek olarak öne çıkıyor. Kahve, doğru tüketildiğinde birçok fayda sağlayabilir. Kafein, fiziksel ve zihinsel performansı artırarak bireylerin daha uyanık ve enerjik hissetmelerine yardımcı olur. Ayrıca, düzenli tüketildiğinde tip 2 diyabet riskini azaltabilir.

Johns Hopkins Tıp Fakültesi araştırmalarına göre kahvenin kalp yetmezliği, kolon kanseri, Parkinson hastalığı ve Alzheimer gibi ciddi sağlık sorunlarına karşı koruyucu etkileri olabilir. Bunun yanı sıra kahve, glikoz yönetimini iyileştirir, karaciğeri korur, DNA’yı güçlendirir ve yaşam süresini uzatabilir. Beslenme uzmanı Gray, günde 2 ila 5 fincan kahve tüketiminin sağlık ve dengeli yaşam açısından ideal olduğunu belirterek, aşırıya kaçmadan, ölçülü ve kaliteli kahve seçimine dikkat çekiyor. Sağlıklı yaşam için bilinçli tercihlerde bulunmak önemlidir.

Related Posts

Uzmanlar uyardı: Grip sandığınız belirtiler kene ısırığı olabilir!

Yaz aylarında artan kene tutunmalarına karşı uyaran Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Öner Karaçay, “İlk belirtiler arasında baş ağrısı, yüksek ateş, halsizlik ve eklem ağrıları yer alır. Bu semptomlar grip ile karıştırılabilir” dedi.

Yaz aylarında duşta yapılan ölümcül hata!

Yaz aylarında artan sıcaklıklar nedeniyle pek çok kişi serinlemenin yollarını ararken, çareyi soğuk suyla duş almakta buluyor. Ancak uzmanlara göre bu yaygın alışkanlık düşündüğümüz kadar masum değil ve bazı sağlık riskleri barındırıyor.

Uyurken ortaya çıkan 2 belirti löseminin ilk sinyali olabilir!

Uykuda yaşanan bazı belirtiler, yalnızca bir yorgunluk ya da geçici rahatsızlık olarak görülse de, bazen ciddi hastalıkların ilk uyarısı olabilir. Uzmanlara göre özellikle yoğun gece terlemesi ve gece ortaya çıkan kemik ağrıları, löseminin erken evredeki sessiz sinyalleri arasında yer alıyor.

Geceleri aç uyanıyorsanız dikkat: Bu durum bir hastalık habercisi olabilir

Gece uykusundan açlık hissiyle uyanmak sadece psikolojik değil, gizli bir metabolik hastalığın habercisi olabilir. Uzmanlar, bu durumun gizli hipoglisemi ve insülin direnci gibi ciddi sağlık sorunlarına işaret edebileceğini dile getirdi.

Prostat kanserinde yapay zeka buluşu: Hastaların dörtte birinin ömrü uzayabilir

Prostat kanserinde yapay zeka buluşu: Hastaların dörtte birinin ömrü uzayabilir

İftira atmak bir hastalık mı yoksa huy mu?

Klinik psikiyatri uzmanları, sürekli iftira atma davranışının tek başına bir “hastalık” olarak tanımlanmadığını, ancak sıklıkla “pseudologia fantastica” (patolojik yalan söyleme) ve altında yatan kişilik bozukluklarıyla ilişkili semptomlar sergilediğini vurguluyor.